İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziaya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi 6 yaşındayken evlendirdiği ortaya çıkmıştı. Cemaatin müritlerinden biriyle evlendirilen H.K.G.’nin cinsel istismara maruz kaldığı gerekçesiyle açılan dava uzun süre sümen altı edildiği ve hastanede genç kadın yerine başka bir kişinin tahlile sokulduğu oryaya çıkmıştı.
Türkiye’yi sarsan cinsel istismar skandalı ile ilgili dava devam ederken istismarcıları aklama çabaları devam ediyor. Bunun son örneği Yeni Şafak gazetesindeki bir haber oldu. Gazetenin manşetinde yer alan haberde geçtiğimiz hafta ortaya çıkan FETÖ’cü doktor skandalına atıfta bulunan ailenin avukatı, istismar mağduru H.K.G’ye de aynı şekilde ilaç verildiğini iddia etti.
“Bu dosya sil baştan ele alınsın” başlıklı haberde şu ifadeler yer aldı:
“FETÖ’cü psikiyatrist Süleyman Salih Zoroğlu’nun 40 çocuğu ilaçlarla hipnotize ederek ailelerine cinsel istismar iftirası attırması, İslami camiaya saldırmak için araç haline getirilen H.K.G. olayını yeniden gündeme getirdi.
Küçük yaşta evlendirildiği iddia edilen H.K.G.’nin ailesi, genç kadına kendini yönlendiren psikiyatrist tarafından benzer ilaçlar verildiğini belirtiyor. Ailenin avukatları ise hipnozcu Zoroğlu’nun mağdurları ile H.K.G.’nin davranışları arasında büyük benzerlikler olduğuna dikkat çekerek genç kadına verilen ilaçların tespit edilmesini istiyor.
ÇOCUKLARI HİPNOTİZE EDİP İFTİRA ATTIRDI
İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan ihraç edildikten sonra özel klinik açan FETÖ’cü psikiyatrist Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturması kapsamında gözaltına alınan Zoroglu’nun tedavi için kendisine gelen çocukları ‘Ketamin’ adı verilen ilaçla hipnotize ederek ‘ailem beni taciz etti’ iftirası attırdığı ortaya çıkmıştı. Çocukların beyanlarını yargıya taşımakla tehdit edip ailelerden para koparan Zoroğlu’nun, bazı çocukları da ailelerinden kopararak FETÖ okullarına gönderdiği tespit edilmişti.
H.K.G.’YE DE İLAÇ VERİLDİ
FETÖ’cü Zoroğlu’nun dosyası, küçük yaşta evlendirildiği iddia edilen ve İslami camiaya saldırmak için kampanyaya dönüştürülen H.K.G. olayını yeniden gündeme getirdi. Ailesi H.K.G.’yi yönlendiren LGBT aktivisti psikiyatristin de Zoroğlu olayındaki gibi genç kadına ağır psikiyatri ilaçları verdiğini ve kendilerine karşı ifade vermeye zorladığını belirtiyor. Yine ilaçların tesiri altındaki H.K.G’nin sosyal medyada tanıştığı bir radyocu tarafından yönlendirildiğini, aileden koparıldığını ifade ediyor.
H.K.G., ZOROĞLU’NUN MAĞDURLARINA BENZİYOR
Ailenin avukatlarına göre H.K.G. ile, FETÖ’cü psikiyatrist Zoroğlu’nun mağdurları benzerlikler taşıyor. Avukatlar benzerlikleri şöyle sıralıyor:
FETÖ’cü Zoroğlu çocuklara ‘çoklu kişilik bozukluğu’ teşhisi koyduktan sonra onam dışı ‘Ketamin’ maddesi vererek terapi yaptı. H.K.G. de geçmiş dönemde gittiği psikoloğun kendisine “Sen annenin kızı mısın? Kocanın eşi misin? Çocuğunun annesi misin? Kimsin sen bir kişiliğin olması lazım?” dediğini beyan etti. Ancak bu süreçte H.K.G.’ye ne tür ilaç verildiği mahkemece tespit edilmediğinden öğrenilemedi.
Zoroğlu seanslarda ilacın tesiri altındaki çocuklara ‘küçük yaşlardayken öz anne, baba ya da ağabeyinin istismarına maruz kaldığını’ telkin etti. H.K.G. de fiilen böyle bir olayın olması için uygun bir ortam bulunmamasına rağmen küçük yaşlardan itibaren istismara uğradığını beyan etti.
Zoroğlu olayında çocukların aileleri ile bağları koparıldı. H.K.G. de telkinlerle aileden koparıldı ve hiçbir yakınının görmesine izin verilmedi, tutulduğu yer ailesinden bile gizlendi. H.K.G. başta babası olmak üzere eşi ve tüm aile fertlerini kendisine düşman gibi görmeye başladı.
FETÖ’cü psikiyatrist, ilaçlarla tesiri altına aldığı çocukları ailelerini şikayet etmek için CİMER’e yönlendirdi. H.K.G. ise doğrudan savcılığa giderek ailesi ve eşi hakkında şikayette bulundu. Birden fazla şikayette bulunan H.K.G. her seferinde birbiri ile çelişen ifadeler verdi.
Zoroğlu’nun iddiaları soruşturan savcılara da ‘aileleri tutuklaması yönünde’ telkinde bulunduğu iddia ediliyor. H.K.G. de davanın ilerleyen süreçlerinde bazı ifadelerin kendi ağzından yazıldığını, kendisinin de her söylenene ‘evet’ dediğini öne sürdü.
MAHKEME ARAŞTIRILMASINI İSTEMEDİ!
Ailesi, davanın başlangıcından bu yana gittiği H.K.G.’nin kendisine ağır ilaçlar veren psikiyatrist tarafından yönlendirdiğini iddia etti. Ailenin avukatları H.K.G.’nin psikiyatrik nitelikte ilaçlar kullandığını belirterek, bu şüphelerin giderilmesi için duruşmalarda mahkemeden Sağlık Bakanlığı’na müzekkere yazılması ve kullandığı ilaçların tespit edilmesini talep etti. Ayrıca H.K.G.’nin kullandığı ilaçların kendisi üzerinde ne etkileri olabileceğinin tespiti için dosyanın bir bilirkişi tarafından incelenmesi istendi. Ancak mahkeme heyeti bu talepleri reddetti. Avukatların H.K.G.’nin gittiği ya da online destek aldığı psikologların dinlenmesine yönelik talepleri de mahkeme tarafından kabul edilmedi.”